Ferman Karaçam‘ı bayağı severim. Beni hem radyoculuğa hem dergiciliğe bulaştıran adamdır. Kendisi de İslam ansiklopedisinin ekibinden ve Radyo 7′nin mimarlarındandır. Uzun zamandır görüşemiyoruz ama gönüllerimizin her daim bir olduğunu biliyorum. Ferman Karaçam‘ın o meşhur ACI şiirini sizlerle paylaşırken güzel insan Sacit Onan abiyi de rahmet anıyorum.
Sacit Onan Acı şiirine sesiyle hayat vermişti.
ACI
Seni de vururlar bir gün ey Acı
Uçuşup durduğun kanatlarından
Sazın, sözün, türkülerin tükenir
Ellerin koynunda kalakalırsın
Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey Acı
Gül açan yüzlerimizde
Göğeriyor rengin senin de
Biz seni
Tâ eskilerden tanırız
Hani göğüslerimize taş olur inerdin
Avuçlarımızda Hira dağıydın
Al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde
Akdeniz rüzgarlarına karışan sendin
Biliyorum
Hiçbir tarih yazmayacak
Ve bir sır gibi kalacak yakılan kitaplarda
Göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize
Mitralyözlerin Washington’dan ayarlandığını
Seni de yakarlar bir gün ey Acı
Bir taptuk kul gözlerinden vurursa
Parmakların eğri ağaç tutamaz
Çığlıkların çağlar aşar, duymazsın
Ve ben biliyorum
Örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı
Ve İbrahim’in baltasını
Ben biliyorum
Nereden başladı bu kesik dans
Ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü insanlar kim?
Kim kimin yanında
Kim kimin karşısında
Meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim
Üsküdar kız lisesinde okuyan genç kız
Çantasında kimin fotoğrafını taşıyor
Kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar
Neden gülüyorlar ki
Seni de vururlar bir gün ey Acı
Filistin’de sapan taşlı çocuklar
Dalın, kolun, fidelerin budanır
Kuru bir kütükle kalakalırsın
Öyle bakmayın balkonlarınızdan
Fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu,
Damarlarımızı yırtıyor
Tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları
Pompalıyor yüreğime
Plevne türküleri ağıtlara dönüşürken,
Çeçenya’da yiğitler
İnancın emeğin / ve aşk’ın
Kılcal damarlarına ulanıp sustular…
Ve ne Bağdat’tan
Ne Şam’dan
Ne Mekke’den
Ne Diyarbekir’den
Ne İstanbul’dan
Ne Buhara’dan
Bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi
Duymuyor
Seni de vururlar bir gün ey Acı
Halepçe’de soldurulmuş gül gibi
Bu sevdaya düşsen, sen de yanarsın
Suskun, sıcak, uzun yaz geceleri
Ve siz
Ey analar,
Hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler söylerdiniz
Hani siz, fatihler doğururdunuz…
Gelin kızların giysileri kirletildi
Çocuklar hep yetim kalıyor
‘Elem yecidke yetimen feava’
Ve ben biliyorum
Ben biliyorum
İstanbul’un
Bağdat’ın
Diyarbekir’in
Mekke’nin
Buhara’nın
Birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü; sonra
Ey insan
Ey insanlık
Ayağa kalk
Kolları ve bacakları budanmış delikanlıları
Boyunları gövdesinden ayrılmış insanları
Gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu çocukları
Gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin
Ve bir gün
Bu dünya
Gül bahçesine dönecek
Bunu böyle bilin; ve
Unutmayın..
Ferman Karaçam
Ferman Karaçam Kimdir?
1955 yılında Ardahan’da doğdu. İlk ve ortaokulu Ardahan’da, liseyi Erzincan’da bitirdi.
1982 yılında Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.
Çok sayıda dergi ve gazetede şiir ve yazıları yayımlandı.
1985 -1987 yıllarında İlim ve Sanat Dergisi’nin yayın müdürlüğünü yaptı.
1987’de Gülçocuk Dergisi’ni çıkardı ve yazıişleri müdürlüğünü yaptı.
1989’da İslam Dergisi’nin genel yayın yönetmeni oldu.
1990-1997 yılları arasında TDV İslam Ansiklopedisi’nde yöneticilik yaptı. Ansiklopediye bazı te’lif maddeler yazdı.
Ayrıntı dergisini çıkardı ve yönetti.
Daha sonra bir yıl süreyle bir radyoda genel müdürlük yapan Karaçam halen Radyo 7’nin genel yayın müdürlüğünü yürütmektedir.
Karaçam 1981 yılında evlendi ve üç erkek çocuğu vardır.
Karaçam’ın Yetim Çağrışımlar (şiir / deneme), Karanfil (şiir), Aşk Buzlu Bir Yanardağ (şiir) adlarında üç kitabı vardır.
***
Kor Ayaklar
geç kaldım
bölüşüldü gökler
talan edildi güneş
el konuldu ay yüzlü çocukların mehtabına
yıldızlar sökülüp alındı gecelerimizden
islanamadım parmaklarında
göğsüme ılık ılık rüzgarın değil
ateşin düştü
bu yüzden
alnıma granitler sürüyorum
çağdaş yasalardan
ve keskin sözlerden
bir istanbul gecesine
dokunup geçiyor kanatlarım
bir neon lambasından sızıyorum
köprü altı çocuklarının gözbebeklerine
afrika’da çöl
asya’da dağ
ortadoğu’da kan’ım
bir kadın çığlığıyım laleli’de
kartal bakışlı bir çocuk oluyorum caharkale’de
ve sivri uçlu ağır bir taş’ım filistin’de
alnıma kristaller sürüyorum
tipili yollarda
yüreğimi güneşine ayarlıyorum
ve geçiyorum
yüzleri mor mendillere yapışmış
insanların ülkesinden
geçiyorum
pabuçları hindi kanına bulanmış
adamların yanından
arınamadım parmaklarında
ciğerime serin sebillerin değil
ateşin düştü
bir damla bile olamıyorum
tatsız tuzsuz bir akşam üstüyüm
kolsuz kanatsız bir yalnızlığım bu şehrin
gül yakılan bulvarlarında
ve urfa’da hazan
malatya’da sancı
dilimde mavera
boynumda engizisyon
koynumda kor gibi ayakların
ateş gibi sözlerin
düşerse ateşin bir zenci kalbine
kavurur çöl eder
nara döndürür
sıcak iklimleri sever gözlerin
dilerse bir bakar
yare döndürür
alevlendirir hasret kor’dandır gurbet
fakat sana hasret bal’a döndürür
başında bulutlar ay iki büklüm
mazlum kalplerini sana döndürür
sevgili sevgili canların canı
dünyayı yaratan sana döndürür
sana dönüyorum sana
ki sen
bestesisin ol emrinin
sana dönüyorum
ve
baygın baygın bakıyorum mevsimlere
gelmişler ve gitmişler habersiz
sana dönüyorum ve
deli bir tay fışkırıyor gövdemden
gövdem alçalıyor ayaklarına
gövdem alçalıyor adına
adın başka bir sancak
adın başka bir ülke
kime ne adından
söylemem
söyleyemem
yutkunuyorum zaferimin sarhoşluğunu
asırlık bir çınarım ben kupkuru
hafızası boşalmış dillere destan bir çılgınım ben
günahkâr ve asi
ve ah bir deli rüzgâr olmalıydım şimdi
tutuşturmalıydım mabetlerini bu şehrin
yakmalıydım yüreklerini bebeklerin
ve bir ışık patlamasıyla
sarsmalıydım kocaman bedenleri
bir damla olmalıydım bulutunda ah efendim
bir damla
süzülmeliydim gözlerinden bahira’nın
geç kaldım
Ferman Karaçam
*
11 Mart 2013
Bir önceki yazımız olan Aşkın son kullanma tarihi var mı? başlıklı makalemizde aşkın kullanma tarihi, en güzel film replikleri ve en güzel film sözleri hakkında bilgiler verilmektedir.
Acı şiirini belki de 100 defa dinledim Sacit Onan’dan Allah Rahmet Etsin.
Güzel bir yazı olmuş teşekkürler
Maşallah. Çok derin ve güzel…